16 Aralık 2012 Pazar

Sema Kaygusuz, Yüzünde Bir Yer

"Eline doğduğun babaannen tam kırk gün üstüne yağdırılan bütün adlardan seni korumuş, annenin, babanın, halaların ve dayıların sabırsızca koyuverdiği basmakalıp adlara direnerek senin hakiki harflerini aramıştı yüzünde. Kırkıncı günün gecesi sülün gibi bir kız olarak babaannenin rüyasına girdiğinde gerçek adını sen söylemiştin ona. Babaannen vahiyden uyanırcasına yatağından doğrulup o kızın bebekliğini kucaklamış, kendine koymuş olduğun adı senin kulağına fısıldamıştı.

*
Aranızdaki saniyeler yüzyıllarca uzun.

*
Avlanmak balığı yanıltmakla başlıyordu. Oltadaki yeme kanmak tümüyle insan fikri olduğuna göre, oltaya vurulan balık ya insanlaşmış oluyordu ya da balıksı bir yanı vardı avlanan insanın.

*
[Dersim'de] savaş uçaklarından bombalar atılmaya başlayınca insanlar kıymetli eşyalarını hayvan işkembelerine saklayıp Harput köprüsü'nü geçerek kaçışmaya başlamışlar. Celal de karısıyla üç çocuğunu omzuna, beline, başının üstüne yüklenip bu mağaraya yerleşmiş. Yaklaşık dört gün süren korkulu bekleyişin ardından askerlerin yaklaştığını görünce, baba yadigarı bıçağını çekip en küçüğünden başlamak üzere bir bir boğazlamış çocuklarını. Karısını öldürmeden önce "bakma, yüzüme bakma" diye haykırıyormuş Celal."


Sema Kaygusuz, Yüzünde Bir Yer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder