2 Aralık 2012 Pazar

Orhan Pamuk, Saf ve Düşünceli Romancı

Ben ilk roman yazmaya başladığım 1970’lerin ortasında, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Oğuz Atay gibi romancıları “düşünceli” oldukları için de severdim. Bu yazarların yalnız anlattıkları insan deneyimi ile değil, anlatım yolları ile de aşırı dertlendiklerini gördükçe memnun olurdum.


Konumuz için, roman sanatının temel özellikleri açısından daha ilginç olan şey, film seyircisinin saflığına gülümseyen, filmlerde kötü kahramanları canlandıran yarı ünlü oyuncuların İstanbul sokaklarında öfkeli seyirciler tarafından tanınınca azarlanmasına, dövülmesine, hatta hayatta olduğu gibi linç edilmeye çalışmasına kahkahalar atan “bilgili, kültürlü” okuyucuların, daha sonra bana “Orhan Bey, siz Kemal misiniz? Bunları hakikaten yaşadınız mı?” diye sormadan edememeleridir. 

*
Tolstoy’un dünyası incelikle, duyarlıkla örülmüş eşyalarla kaynaşırken, Dostoyevski’nin odaları sanki bomboştur.

*
Ben geleneksel dünyadan modern aleme roman okuya okuya geçtim. Bu, ait olmam gereken bir cemaatten kopup yalnızlığa geçmek anlamına da geliyordu.

*

Bazı romancılar okurun gözünde bir büyük anıt dikmek için (Borges gençliğinde yazdığı bir yazıda Ulysses’i bir katedrale benzetir), bazıları da Proust gibi okurların kafasında resimler canlandırmak için yazarlar. bazı romancılar başkalarını anlamakla, bazıları da başkalarınca anlaşılmamakla gururlanırlar.

Orhan Pamuk, Saf ve Düşünceli Romancı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder