2 Aralık 2012 Pazar

Elisabeth Wright, Lacan ve Postfeminizm

Freud’a göre cinsel farklılığın kökeninde, erkek ve dişi organları arasındaki anatomik farklılıkların, varlık ve yokluk terimleriyle ifade edildiğinde kazandığı anlam vardı. Sonuçta hiçbir cinsel kimlik tam değildi: Kadınlar penis kıskançlığından, erkekler ise kastrasyon anksiyetesinden mustaripti.

*
Dil ve konuşma insanoğlunu kastrasyona maruz bırakır. Lacan’a göre önemli olan dilin, bütün konuşan varlıklar üzerinde uyguladığı sınırlamadır; bu sınırlamayla bedenin motivasyonu (Freudcu güdü) tam bir tatminden yoksun bırakılır. Bu da simgesel kimliği ile kimliği taşıyan bedeni arasında bölünmüş bir özne, yani Lacan’ın gizemli ‘yasak özne’sini yaratır.

*
Şüphesiz kadınları maskeleriz, çünkü kadını keşfedemeyiz. Onu sadece icat ederiz.


Simgesel olan tekrar yoluyla gerçek üzerinde işler ancak asla gerçeğe dönüşmez. Dildeki her sözcüğün kullanımı, bir kimliğin inşa edilme ve hayata geçirilme çabası içerisinde, gerçeğin bir parçasını yakalamaya yönelik bir tekrardır.

Elisabeth Wright, Lacan ve Postfeminizm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder