27 Mayıs 2011 Cuma

erich fromm- psikanaliz ve zen budizmi

“Bu ‘hastalar’, sızlanma nedenlerinin tam olarak ne olduğunu bilmeden psikanaliste geliyorlar. Bunalım içinde olmaktan, uykusuzluktan, evlilikte mutsuzluktan, işlerini sevememekten ve buna benzer birçok güçlüklerden yakınıyorlar. Yakınmaların ortak nedeni, insanın kendinden, çevresindeki insanlardan ve doğadan yabancılaşmasıdır: hayatın parmaklarının arasından kum gibi akıp gitmekte olduğunun; yaşamadan ölüp gideceğinin, bolluk içinde yaşanan hayatın bile sevinçten, kıvançtan yoksun olduğunun farkına varmış olmasıdır.”

“Din, insanın varoluş sorununa verdiği biçimsel ve özenle ayrıntılandırılmış bir yanıttır.”

“İnsana salt varolması nedeniyle bir soru sorulur. Kendisine sorulan bu soruya kulak veren, bu soruyu her şeyden daha önemli bir şey olarak üstlenen ve bu soruya yalnız düşünceyle değil varlığının bütünüyle bir yanıt bulmaya çalışan kimse, dindar bir kimsedir; böyle yanıtlar arayan, öğreten ve aktaran bütün sistemlere de “din” denebilir. Öbür yandan, varoluş sorununa kulaklarını tıkayan her insan, her kültür dine karşıdır.”

“Bazıları tam olarak ölü doğmuşlardır. Fizyolojik olarak yaşamayı sürdürürler ama kafa bakımından özlemleri analarının karnına, toprağa, karanlığa, ölüme geri dönmektir. Bunlar delidir, ya da aşağı yukarı öyle sayılabilirler; ötekiler hayat yolunda ilerlemeyi sürdürürler. Ama gene de göbek bağını tama olarak kesemezler. Yaşamlarını sürdürebilmek için analarına, babalarına, soylarına, ırklarına, milletlerine, toplumsal durumlarına, sevgililerine, paraya, Tanrı’ya ve bunlar gibi şeylere göbek bağıyla bağımlı kalmak zorundadırlar.”

"psikanaliz ve zen budizmi'"nden...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder